25 Temmuz 2025 Cuma

düşeceğim senden içeri kaç yüz yıl varsa bizden uzakta

 
Sabah yedi belki.
Güneşin yakamozu denizin omzunda parlıyor gururla yıldızlardan bir rütbe gibi,
Ve uzağımda karıncadan insanlar penceremde bir resim misali,
Aşk ile baksan göreceksin inan,
Denizde mavi tertemiz bir nevresim serili.
Yine de yerde yatar nedense bilmem tüm dilenen insanlar.
Kurumuş bir şiirin kırıntısı serpili toprakta yuvalarına taşırlar belki diye,
Gün tatil piramit karıncalarına belli ki.
Temmuzun sineği,ağustosun böceği terketmiş gelmiş tüm masalları ağızlardan,
Zaman tatilin yazı.
Sabah yedi belki.
Güneşin yakamozu denizin omzunda parlıyor gururla yıldızlardan bir rütbe gibi,
Kim kimi öpse suç tam da dürüst bir melek gibi oysa,
Avuçlarımdan sana su doldursam susamış dudaklarına uzatıp merhametin çiçeği açmış sana doğru uzanıp göğsümde yavaşça,
Sevişiyorlar der tüm gözler ve ağızlar,
Ah aahhh keşke...
Yalanlar dahi bazen ne kadar tatlılar kulağımda bile seninle.
Dudakların ışıldıyor ne zaman su içsen güneşte,
Evimin,uzanamadığım dalına asılı pırıl pırıl anahtarı sanki su ile parlayan dudakların karşımdaki ağaçta,
Ve ben demir parmaklıklar ardında ebedi bir mahkumum sana,
Konuşurken sen altından bir güneşin altında,
Gözü yalnızca ışıl ışıl parlayan o anahtarlara takılı kalan...
Sabah yedi belki.
Güneşin yakamozu denizin omzunda parlıyor gururla yıldızlardan bir rütbe gibi,
İncecik boynundan altı yol akar aşka doğru sanki dağlardan eriyip düşleri benim için,
Altısı da farklı bir kainata çıkar hangisinden insem kapatıp gözlerimi ve unutup almam gereken o nefeslerimi...
Albert solucan deliği demiş adlarına daha çocukmuş belli,
Bir perinin anahtar deliği her biri benim için oysa ki,
Gözümü kapatıp hangisine baksam seninle başka bir aşka başka bir sevişmeye soyunduğumuz kainatlar görüyorum sadece...
Divaneyim ruhunun harından esen nefesiyle o kalbindeki mum kadar bir damla aleve...
Artık tutamıyorum kendimi üzgünüm sevgilim,
Geçtim tüm uçmalardan,özgürlükten,göklerden,
Aç gözlerini teslim al beni gözlerinde bir saniyene,
Sana kanatlarımdan koşa koşa yanmaya geliyorum...


09.24 yeni bir boyutu var sözlerinin dilinde,sekizinciyi bulduk artık seninle belkide,yeni bir kainat doğuyor usulca açıp kapadığın gözlerinde.kaç milyon radyasyon kesecekse kessin tenimi artık umrumda değil,düşeceğim senden içeri kaç yüz yıl varsa bizden uzakta fazladan farketmez ve seninle...

Hiç yorum yok: