4 Eylül 2010 Cumartesi

su gibi keder çekiyorum intiharlarıma...


ölüme dönen bir su degirmeniyim sanki
su gibi keder çekiyorum intiharlarıma...
güneye uçamayan bir leylek yaşıyor kalbimin çatısında
güneye uçmak istemeyen...
soguk kışın esiri olacak bu diyarlardan, birine aşık olan...
dalından kopmayan sararmış bir yaprak tutunuyor yüregimin dalında,
kopmak istemeyen...
düşmeye yanaşmayan...
güze teslim olmak istemeyen bir yaprak tutunuyor inatla gözlerime...
sepya bir mevsim akıyor gözlerimden adımlarıma...
ölüme dönen bir su degirmeniyim sanki
su gibi keder çekiyorum intiharlarıma...
düşsen düş değil,sussan su...
rüyalarım kına yakıyor yaşayamadıklarıma...
son nefes yeşil bir yapraktan düşüyor toprağına...
sırılsıklam yerler,yağmur kokusuyla toprak
örtülüyor üzerime tüm ağırlığıyla...
sel olsam düşemem dağlarımdan...
düş olsam sökemem önümdeki selviyi hışımla...
ölüme dönen bir su degirmeniyim sanki
su gibi keder çekiyorum intiharlarıma...
toz duman un uçuşuyor yüreğimin değirmen taşı odasında,
kuytu bir karanlıktan ışık sızıyor yüzüme.
hayalinden hüzmeler düşüyor gözlerimin sökük heybesine belkide.
avuçlarım buğday,yanağım mısır kokusuna uzanıyor...
özlüyorum seni...
taşlarım dönüyor hatıralarımı öğütmelere...
ve dilimde sözler ekmek ekmek pişiyor sabahlarıma...
ölüme dönen bir su degirmeniyim sanki
su gibi keder çekiyorum intiharlarıma...
dönüyor durmadan dilimde son dualarım,
ama rüzgar beni almıyor uğultusuna...
ölümün buğusuna adım düşmüyor camın toprak bakışlarında,
ve sessizliğim meneviş bakışlarında boğulmuyor bir türlü...
suçsuzluğum ,tek suçum diye düşüyor kayıtlara...
adım düşüyor başımdan yere,
yerde demirden bir sallantı titriyor...
kılıcın ılıklaşıyor tenimde,
kesiyor mu okşuyor mu bilinmez bir tavırda,
teslimiyet avcumda ölümü yakın küçük bir balık gibi kıvranıyor..
düşsem düş değil,sussam su...
ölüme dönen bir su degirmeniyim sanki
su gibi keder çekiyorum intiharlarıma...
çekilir dert değil deremden,çilesi çalınmaz bir türkü bu köyümden.
vursam mızrap kırık,cevizden kovam delik...
sorsam yaptıklarım dillerde hep delilik,hep delilik...
bıraksam ruhumu salsam azadına,
düştüğümün adı ceset,
yaşasam avcumun ateşinde dövülüyor koru koruna bir nefret...
düşsem düş değil,sussam su...
ölsem öl değil,gülsem gül...
usulca kıvrılıyor koynumdan yüreğimin köyüne,
bir dere işte tam şurada...
ölüme dönen bir su degirmeniyim sanki burada,
ve su gibi keder çekiyorum intiharlarıma...
inancım ayağımda paslı bir pıranga...
kırsam kır değil,koşsam koş değil...
atım geminin esaretinde susuyor tüm şiirlerini...
yaylamdan koşup tutsam bir hayali,
sağsam sağ değil,sorsam sor...
hayalin al değil,sorsam sar değil...
dedim ya ,usulca kıvrılıyor koynumdan yüreğimin köyüne,
bir dere işte tam şurada...
ölüme dönen bir su degirmeniyim sanki burada,
ve su gibi keder çekiyorum intiharlarıma...
neye yarar zate yaşamak,ölümse filizi gülün;
ölsem öl değil,gülsem gül değil yüzünden ayrı kalmak...

Hiç yorum yok: