24 Haziran 2010 Perşembe

gök yüzünde üşüyordu yaz...


odunu yandı gece...
ve o dünü yandı
ağızdan açan tek yapraklık o tek celse hece...
ismi aşk bir yağmurdu,
ilk parlayan şimşek gözlerinde...
odunu yandı gece...
bulutunu tuttu alevinde yağmur,
bırakmak istemedi suyun ellerini gökte göğün yüzü,
dilde sevdanın yanık sözü...
ıslaktı gökyüzü...
ağlamıştı yağmurdan koşan hecelerde yorulan derin nefesiyle
bir apartmanın kenarına saklanmış gibiydi bu gece...
ıslaktı katlı mendili kaldırımlar,
gök yüzünde su ıssız sokak...
göktü yüzün yüzümde...
gök yüzünün gölgesinde serinliyordu şiire esen rüzgar...
yüzüne değen kanadında altın renkli bir resimdi sanki
o kelebek düşlerinde...
gök yüzünde üşüyordu yaz...
hastaydı mevsim buzdan teninde...
gök yüzünde adanın çayıydı,
adaçayı çiçeklerini açan yaprakları
kağıdıma boyayan gülüşün tualimde...
gülüşünde buram buram adaçayı kokusu...
gülüşün, bardağında dumanının aman sıcak yakacak korkusu...

Hiç yorum yok: