22 Kasım 2010 Pazartesi

duru cümleler çukuru...


suyu'na bu kadar çok taş atılması seni neden mutlu kılıyor anlamıyorum...
oysa suyu'nun kenarındaki yalnızlığın,suyun yüzünden yansıması beni büyüleyen.
atılan onlarca taş,bulandırırken seni,
sen gülümsüyorsun...
neden taşlıyorlarki akışını,yada yatışını yatağında...anlamıyorum...
suyu'na atılan taşların sayısı çoğaldıkça bulanıklaşıyor aslında dibinin soğuğuna sakladığın çakıl taşların...
görmek neredeyse imkansızlaşıyor her yerden farklı taşlar yağarken yazılanın üzerine...
suyu'ma tek taş yeter oysa ki...
bazen fazla bile...
bulanmaktan zevk alman,bana farkımızı alevliyor cayır cayır...
duru bir sessizliği susuyorum sırf bu yüzden sana...
ne sen oradan dönebilirsin,
ne ben buradan taşlanan suyunu okşayabilirim...

aklının taşlanışına dayanamıyorum...
olsun yinede...
sen nasılsan öyle aksın bakalım zaman...

2 yorum:

üryan dedi ki...

madem ki istediğim kadar durulamadı bu su; bırak diyorum bazen dilediğince kudursun..
yine de yoruluyor insan..
hep diyorum; keşke biraz ölsem..

e.t. dedi ki...

her ölünün dileğiydi duyamadığımız,
keşke biraz ölsem...
gülümeyip gömülsem...

yorulmak senin hakkındır,
teninin toprağını, avuçlarının terinden sulayıp yüzünde yorgun gülüşünün şemsiyesini açman...sonra gök gürültüsüyle yüzüne ağlaman...

her ölünün dileğiydi duyamadığımız,
keşke biraz ölsem...
gülümeyip gömülsem..