25 Kasım 2010 Perşembe

hesapsız sayfalarımın isyanından kanıyorum size...


muhas/ebeyi bilmeden,kaçmışım hesaptan kitaptan...
zaten ebesi kim ki bu alacaklı borçlu oyununun,
gerçekten bilmem hiç...

hilelerine...
hilelerine...
hilelerine...

kalkışmak...
ağır sövdüler yüreğimize ustam,nereye yazacağımızı bilemedik...
sağa yazsak ciğer yandı,sola yazsak yürek dayanmadı...
hangisi borçlu hangisi alacaklı inan zihin anlayamadı...
çıkmış bir yeşil yapraktan filiz düşlerin yalan kavalcısı,
bilmezliğimi vurur yüzüme,yıkar pasımı içime...
alamam yinede düşlerimi elime...

hilelerine...
anlamaz yürek hesaptan,kitaptan,yasaktan...
doğrudur...
yinede kırık penceremde camın canına atılan bu taş,
çocukça bir tavrın üç adımlık yolunun yolcusudur...
ve yüreğimizin defterinde yansıtma hesapları ile
sövgülerin övgülere örüldüğü kapatmalar yoktur bizim...
dilden hançerler ile düşleri kesip biçmeyelim...

dersini iyi çalışmamışsın hafız...
örülmeyen ağdan kelebekler yakalamışsın...

bildiğin o derste o hesaplar asla açılmaz,
çünkü yürekte pişen ürünün maliyeti büyüktür,
her nefes satılamayacak kadar değerli,
ve her mısrası zARarına yazılacak kadar siliktir...
muhasebesi defteriyle başından yanıktır...
hesabı tutulamaz...
hesabı yoktur...
çünkü hiçbir defter zararına açılmaz...
tüzel kişiliğin ölü doğar,
ve kulağına hesapsızca masum bir ezan dökülemez bu küfrü'n...

muhas/ebeyi bilmeden,kaçmışım hesaptan kitaptan...
zaten ebesi kim ki bu alacaklı borçlu oyununun,
gerçekten bilmem hiç...

doğrudur...
hesapsızca yaşarım her nefesi ciğer kesemde,sevda düşümde...
hilesine,hesabına soyunamam muhasebenin...
zaten sebebi sebepsizliğine gebe içimde,
sırf bu sebepten
hiç sevemedim muhasebeyi...

* hesabsız defterimin nazından...
hesapsız sayfalarımın isyanından kanıyorum size...

geçmiş buzdan gölüme,güzden suyuma taş atıyor birisi,
derinliği sınıyor kendince,sudan dinlemek istiyor derinliğini...
anlatsın istiyor,susmasın anlatsın...
taş düşüyor içime...
kanıyor dipsizliğim oysa...
gözlüğün özlüğünden,körlüğün gölgesinden yazıyorum size...

2 yorum:

üryan dedi ki...

bildiğin o derste o hesaplar asla açılmaz,

ben de öyle sanırdım.. bundandı işte hesapsızlığım..
ama yine de var biliyorum; hesapsız yürekler..
yine var biliyorum, hilesiz muhasebeciler de.. onların, mesapları yalnız kendiyledir.. Ve belki de hiç bitmeyecektir, son nefese dek..

**
çok güzel bir şiirdi bu..

hesabsız defterinizin nazından...
hesapsız sayfalarınızın isyanından kanıyordunuz siz de...

e.t. dedi ki...

hesaplarım yalnız kendimle...
doğrudur...