15 Kasım 2010 Pazartesi

yüzün ki,sonrası yok gülüşlerinin mezarlığı...


hepsi bu ile biten,yarım kalmaya mahkum edilen tümceler akıyordu dudaklarını uzatıp tadına baktığın şu soğuk dereden...

hepsi bu ile bitmeye direnen,dilinde demlenmiş yarım bir türkü gibi,sonu eksik bir yapboz'du ağzında derenin soğuk suyuyla üşüyen...

düşün ki,bir düşü katlıyor karalanmış kağıtlarından çocuklar...
biri uçak,kimi gemileri uğurluyor küçücük ellerinden...
düşün ki,seninki uçmuyor...uçmak istemiyor...
ayağın dibine sokulurcasına adımlarına çakılıyor...
ve demir kuşların çığlıklarından susuyor kağıt kanatların senin...

düşün ki,buzların üzerinde uçamayan
bir kuş üşüyor...
düşün ki,titriyor nefeslerin...

sonra bir gül ölüyor bakışlarından aşağıya düşüp...

yüzün ki,sonrası yok gülüşlerin mezarlığı...

Hiç yorum yok: