Habersiz kalmış yılların tozunu alıyorum tatlı kederler vitrininden.
Ard arda şahlar çekiyor kalbim,sıkıştırıyor beni.
Gözlerimde yağmurun kokusunu öpüp çalmış ıslak yeşil çayırlar.
Avare miydi yıllar yoksa ben saklanıp dolaba gözlerimi mi kapattım bilmiyorum,
Nasıl geçti boğazından dantelden işlenmiş ahşap bir yelkenli misali o güzelim nazlı günler anlamıyorum.
Ayşe tatile çıktı,
Kara şahin düştü,
Ve beşinci günün şafağında doğuya da baktık sevgilim,
Yapılması gereken her şeyi yaptık,
Bir dudaklarından izin isteyip seni çalamadım göklerden söküp ellerini...
İçemedim ruhunun buzdan suyunu dudaklarının çeşmesine dayayıp dudaklarımı...
Susuz kaldı ruhum,
Kurudu gül bahçem.
Habersiz kalmış yılların tozunu alıyorum tatlı kederler vitrininden.
Ard arda şahlar çekiyor kalbim,sıkıştırıyor beni.
Gözlerimde yağmurun kokusunu öpüp çalmış ıslak yeşil çayırlar.
Yaş aldım bulutlardan,
Gözlerim ıslak ıslak.
Tutuyorum sımsıkı yağmurları yumruklarımın içinde,gözlerimin köşesinde bir yerde.
Aklımdasın hep.
Aklım sen olmuş çıkmış sanki.
Reddediyor benim için çalışmayı.
Kendini kandırmayı bırak diye haykırıyor her gün yüzüme gece üç dört nöbetlerinde.
Seni çok özledim.
Burnumda tütüyorsun.
Görsem söylemem,
Sen oku beni sevgilim;ben yazayım bendeki seni üşenmeden her bir gün...
Habersiz kalmış yılların tozunu alıyorum tatlı kederler vitrininden.
Ard arda şahlar çekiyor kalbim,sıkıştırıyor beni.
Gözlerimde yağmurun kokusunu öpüp çalmış ıslak yeşil çayırlar.
Ne zaman bir haberin uçup konsa omzuma kuşların ile,
Dur duraksız günler boyu ağlıyorum...
Adım yaz,
Adım ağustosun kızgınlığı.
Adım göklerin bağıran çağıran yumrukları sıcaktan kurumuş toprağa...
21.32 aklıma geldi haberin kulağıma değil ilk önce,kızdım delirdim bağırdım ağladım yağdım gürledim içimde binbir cehennemi bile yakan kıyametler yazdım oynadım yangın yeri yüreğimde;döndüm sadece gülümsedim ama yüzümde...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder