17 Şubat 2025 Pazartesi

balıkçının mektubunu martılar uçar

 
İnandığımız yalanlar var parlak plastik çiçekler gibi,
Suluyoruz da her gün,
bile bile kendimizi aldattığımızı.
Kaç kitabı var kafalarınızda kutsalınızın,
Kim kimi kandırmak çabasında peki aralarında, kafalarınızda açan pervasız yalanlarınızın.
Düşler,kuşlar ve yılanlar.
Sıcak ekmek,süzme yoğurt ve aşklar.
Zaman düz değil sevgilim,
Dikine büyüyen bir sarmaşık zaman yerçekimsiz bir alemden sulanan.
Zamanı ne kadar hızlı tırmanmaya çabalasan da nafile,
o da büyüyor seninle çünkü her adımınla yanyana.
Ne yaparsan yap,istersen kendi uçurumlarını çiz kafanda ve atla işte bu yüzden geçmişe asla dönülemiyor.
Çünkü bizim cehennemimiz,özledigimiz hiç bir geçmişe düşememek yeniden sevgilim.
Yerçekimsiz kaderin,ne kadar atlasan da,
seni alıp yarınlara uçuruyor usul usul bir uçan balon çaresizliğinde sevgilim...


İnandığımız yalanlar var parlak plastik çiçekler gibi,
Suluyoruz da her gün,
bile bile kendimizi aldattığımızı.
Mısralar parlıyor çiğ taneleri gibi tanrının soğuk bahar sabahı çayırlarında sevgilim,
Binlerce örümcek ağlarını örüyor her sabah durmadan ve yeniden.
Her seferinde aynı özen ve eşsiz bir incelikte.
Tanrının şairleri,unutup en kadim sevmeleri ve ıslanan toprağın kokusunda filizlenip yeniden açan yemyeşil dünleri,
sinek avlıyor gevrek defterlerin dallarında açan sayfaların ağlarınca.
Ve çayırlara atılan balık ağı misali ışıldıyor gülüşün,
sabah güneşi ile yeşil denizinde yüzen balinalar kadar kocaman kelebeklerin...


14.46 balıkçının mektubunu martılar uçar...
 

Hiç yorum yok: