13 Şubat 2025 Perşembe

Ve adın,kaybetmelerin en güzeli

 
Taşlar kırıldı.
Kuşlar gibi uçuştu şehrin kayaları göklerde.
Düşmez denilen kale düştü,çamur ile yerlere.
Çıplak kaldı sokaklar.
Namusun zehri dayandı dudakların kapısına çoktan.
Hangi düşman dayanacak kapımıza bilmeden ey dünya.
Taşlar kırıldı.
Kuşlar gibi uçuştu şehrin kayaları göklerde.
Gök bile korktu tüm gece tükenmeden patlayan toplarından demirden mağaraların...
Kaybetti,asla kaybetmeyen gözler bile o akşam tüm rüyaları.
Taşlar kırıldı.
Kuşlar gibi uçuştu şehrin kayaları göklerde.
Göğe bakan gözlerimiz yem oldu üstümüzde uçuşan şu masal ölümlere.
Ve toz yağmurları yağdı gözlerimizden tüm güzel dünlere...
Taşlar kırıldı.
Kuşlar gibi uçuştu şehrin kayaları göklerde.
Biz yenilmeyizler çatladı kırıldı ağlama duvarında,
Titanik battı,
Babil düştü...
Taşlar kırıldı.
Kuşlar gibi uçuştu şehrin kayaları göklerde.
Üzerimize yağan tozlu gece,yüzümüze düştü tane tane,
Kırık bir kum saatinin tek tek yere düşen kumları gibi saydık tane tane bekleyip o gece kıyameti.
Ne kadar ağladıysak o kadar çamur oldu tozlu yüzümüzde akşam.
Taşlar kırıldı.
Kuşlar gibi uçuştu şehrin kayaları göklerde.
Kar yağan gecenin tüm sesleri yutması gibi,
Tüm aşkları unuttu kanlı pençesinde o an zaman.
Taşlar kırıldı.
Kuşlar gibi uçuştu şehrin kayaları göklerde.
Uçarken vurulan kuşlar gibi ayağı yere kavuşamadan henüz,cennetin kapısını öptü kanlı dudağı ile şu kadim an...
Akıyor yüzünden kırmızı bir ırmak gibi savaşmak sevgilim,
Yüzüne sarıldığım,ruhumu gülüşünün aydınlık duvarına dayadığım o eşsiz cennetim an,
kanının tadını aldığım gözlerimi her şeye kapadığım o kör zaman,
Hangi sevda geçebilir ki artık kafamdaki masallarda dahi aşkımızı,
Hangi ağırlık taşırabilir balinalar ile yüzen okyanusumu söyle.
Taşlar kırıldı.
Kuşlar gibi uçuştu şehrin kayaları göklerde.
Ve bu her günün savaşı sevgilim.
Ve bu her günün fethi zihnimizde.
Kolay değil insanın zihni sevgilim.
Her aynı günün savaşı ve askeri olmak bu şiirlerin...

Taşlar kırıldı.
Kuşlar gibi uçuştu şehrin kayaları göklerde.
Bir kaç saniye sonra altında can vereceğim yekpare kayanın altına yazıyorum adını,
Dudaklarım,yüzünün denizinde küreklerini bilerek düşürmüş,kaybolmuş sandalı yeni yıkanmış çarşaf teninin,
Ve adın,kaybetmelerin en güzeli...


05.32 bir sabah ansızın yanıbaşında bitebilirim...

Rumuz: ısırgan otu'n.

Hiç yorum yok: