- inanıyor musun Allah'a ?
- sen kopan yeşil bir yapraksın cennet ağacından,
bir rüzgara tutunup bir nehrin yüzüne bir kuğu misali uzanıp usulca düşen sevgilim.
seni bana taşıyan o nehrin suyuna,o suyun akışına nasıl inanmam bu yaşamak çayırında.
Ve ben seni aldım kokladım,koynumda en gizli yerime sakladım...
et kemik ve kandan bir oyuncak olamayız sadece bence,
hayır imkansız bu.
öyleyse de şayet buna inanmak istemem üzgünüm.
Sen aptal de bana,önemi yok,
ben olmayan bir sihrin havadaki görünmeyen kekiğinin kokusunu duyup kapatıp gözlerimi takip eder yürürüm durmadan yolları yine de...
Duramam,durduramam üzgünüm...
(içimden,söylenmemiş olan.)
Bilim bedenleri konuşur,inanç ruhlarımızı.
Her iki tarafta haklı olabilir söylediklerinde yani.birinin haklı olması aslında bağımsız diğerinden,birbirinden.
biri haklı ise diğeri yok diyemeyiz yani.
anlamamız gereken bu bence sadece.
kafamızdaki seçim yapma zorunluluğu bizi uçurumlara,savaşlara,mücadeleye sürüklüyor hissettiğim kadarı ile...
Ve ruhumla varım ben,ruhum benliğimin aslı.ruhum hislerim.
gerisi et kemik kan bir oyuncak sadece.
bu yüzden inancım tam kendimce...
" Tanrısız,Tanrımsız yapamam ben.
Çünkü beni dinleyen bir tek O var " dedim bu yüzden sana,taa en başında sorduğunda bana.
10.21 neden Tanrı diyorsun diye sormuştun bir de bana,çünkü dilimce...
Düşünsene bi,hayal et lütfen,
Tam bağımsız dilimin güzel kuşları uçuşuyor her yerde...
Doğduğum yer otuzdokuz basamaklı taş bir merdiven,
Ve inanmak suyu ruhumuzun bu koca çölde sevgilim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder