Parmağı kesik kağıtlar vakti sesin,
Acısız gibi incecik ama sonrası keskin.
Bıraksan kendi kendine iyileşek gibi ama sıcak,
Kırmızıya boyalı her yerde tenin...
Parmağı kesik kağıtlar vakti sesin,
Ne kadar tarasan da,güller bahçesi başında,
Saçından birkaç arsız böğürtlen dalı salmış kendini rüzgar ile yüzüne.
Yüzünün yeşil köyünde gözlerinden mandibula'na bir yaş kanalı akar senin,
Denizden tuzdan göz yaşların akar içinden sözlerine yosunların üzerinden kayıp.
Parmağı kesik kağıtlar vakti sesin,
gülüşünde bir kapı açılır senin dudağının kenarında,
İçinde cennette bir gülün yaprakları misali bir gamzen saklanır.
Kaç yapraklı bilmem,yoncalar açar onun içinde güneşli mayıs sabahları...
Ve ama benim görebildiklerim hep dört yapraklı...
Burnunu koluna silen afacan çocuklar vakti nefesin,
Tutkusu tutuşuyor içimde yaşamanın,tüm yeşillerin,
ne zaman yüzümü okşasa ılık elleri nefesinin...
22.56 papercut sok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder