Çay krallığımda bir gün daha batıyor işte sevgilim.
Duydum ki çok yakınlaşmışsın,
açık denizin fırtınalarından yorulup birinin limanına kendini bağlamaya.
İnancın fedakarlığından kazınan o kadim esaretin yüzüğünü parmağına takmaya...
Vazgeçmişsin sonra...
Hayat bu.
Elbette böyle olacak.
Böyle akacak yağmurlar,
Böyle büyüyecek çimenler,
üzerine her gün bastığımız yeminlerimizin üzerinde elbet.
Ama nebileyim elimde değil inan ki,
Durduramadım yine de içimi,
Yüreğimde hortumlar çıktı,
Tüm içimde yaşayan hatıralar korktu evlerine saklandı.
Limanlarım yandı,tüm gemilerim sımsıkı bağlansa da çatladı ve battı...
Yüreğimde hortumlar çıktı,
Tüm masum şiirler uçtu havalandı,
cümleler başka başka yerlere savruldu ne anlatacaklarını da unutup...
Yaşamak yağmalandı tümüyle içimde sevgilim...
İçimde bir şehir yıkıldı.
Çay krallığımda bir gün daha batıyor işte sevgilim.
Üç bardak bir kaşık aslında herkesin peşinde koştuğu servetim...
Yaşım kemale ermiş sanırım artık,
Şekersiz içiyorum düşleri,
Kaşığım,kulağımda özlediğim seslerin aksesuarı sadece,
Alışkanlığımdan bardağımda boşa çeviriyorum...
Sanırım seni özlüyorum her nefes aldığımda,senden miras adımı hatırlayıp hala.
Duydum ki çok yakınlaşmışsın,
açık denizin fırtınalarından yorulup birinin limanına kendini bağlamaya.
İnancın fedakarlığından kazınan o kadim esaretin yüzüğünü parmağına takmaya...
Vazgeçmişsin sonra...
Hayat bu.
Elbette böyle olacak.
Böyle akacak yağmurlar,
Böyle büyüyecek çimenler,
üzerine her gün bastığımız yeminlerimizin üzerinde elbet.
Ya nasıl olacaktı küçük aptal...değil mi.
Soru işareti koymuyorum,
çünkü soru sormadım,merak etme zaten biliyorum.
09.04 peki benimle yakınlaştın mı hiç bu düşe sevgilim ? Daha mı yakındık sence biz geçtiğin bu limandan birbirimize ? Kapanmışım sanki tibette bir manastıra yada hirada karanlık kuytu bir mağaraya,dervişiyim sanki asırlardır bu soru'nun...
(ben doğrusunu bilmediğim için değil bu yanlış ayrım,sen beni yanlış anlama gafletine bir an bile olsa asla düşme diye...)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder