28 Mayıs 2025 Çarşamba

Gönlümde parlayan kafesleri esaretin

 
Bir köleyim zamanın altın kumlarından çölünde.
Ayaklarım yalın,ellerim çift kat nasır.
Çalışmaktan kurur akşama dek gözlerimde,
Bana cennetten emanet yemyeşil çayırlarım.
Emanete hıyanet bir zaman bu malesef.
Bir köleyim zamanın altın kumlarından çölünde.
Buhar olur uçar ellerimden her gün yaşamanın telaşı ve sıcağından tüm hayallerim.
Soysuz ağlamalar atlası tozlu aynamda kirli yüzüm.
Ağladığım yollar tertemiz yüzümde,pırıl pırıl ırmakların susuz yatakları görünüyor yanaklarımda...
Bir köleyim zamanın altın kumlarından çölünde.
Çalış çalış üç buğday tanesi avcumda sımsıkı sakladığım akşamımda.
Üç kafes var kalbimin kerpiç evine asılı,
Üç kuş besliyorum içimde.
Aç bitap gülümsemeler fırtınası ruhum,
Taş zemine uzanıp tavanımda yıldızları izliyorum.
Ve kulağımda kuşların şarkıları...
Bir köleyim zamanın altın kumlarından çölünde.
Gün geliyor kimi zaman,oturup özgürlüğü özlüyorum...
Gönlümde parlayan kafesleri esaretin,
Tek tek o kafeslerin kapısını çözüyorum.
Açıyorum kalbimi özgür göklerine gerçekten yaşamanın.
Odam karanlık,
odam küçük bir kutu sanki kanadı kırık yavru bir kediye,
Ben güneşi yazıyorum...
Gönlümde parlayan kafesleri esaretin,
Tek tek o kafeslerin kapısını çözüyorum.
Azad ediyorum tek tek o güzel ruhlarını cennetin.
Uçun gidin lütfen,
Sizi seviyorum.
Kurtulsunlar istiyorum kalbimin kemik kafeslerinden,
Hafiflesinler,uçabilsinler kolları kanatları ağrıyana dek gökyüzünde.
Ziyanı yok birkaç saat ancak yaşayabilseler de olur,
Bin yıllık esaretten daha güzeldir bir saatlik özgürlügün kana kana içeceğin o eşsiz lezzetli nektarı...
Gönlümde parlayan kafesleri esaretin,
Tek tek o kafeslerin kapısını çözüyorum.
Azad ediyorum tek tek o güzel ruhlarını cennetin.
O an anlayamadınız belki ama,
Çok sonra anlayacaksınız eminim beni...
Sizi tüm esaretlerden çözüp kurtarıyorum,
Ölmeye yakın,her sorunun çözümü elinde ama yine de artık onlara bakmaya ihtiyacı olmayan bir bilge gibi...
Gönlümde parlayan kafesleri esaretin,
Tek tek o kafeslerin kapısını çözüyorum.
Azad ediyorum tek tek o güzel ruhlarını cennetin.
Akşam oldu eve döndüm.
Şimdi kapıları açık boş kafesler söylüyor gözlerime özgürlüğün şarkısını,
Avcumda üç buğday tanesi günden kazandığım,
Tek tek boş kafeslere üleştiriyorum...
Uzanıyorum sonra yere,
açlığın ince ipine çıkan bir cambaz misali,
Kapatıyorum gözlerimi,
Hayalimde kalan kırıntılardan kuşların seslerini dinliyorum...
Islak parmak ucumda bir sıcak şarkının sözlerini topluyorum hayalimdeki sesinden,
Dilime kulağıma düşen bikaç yalancı kırıntı belki,
Ama inan ben bu gece en mutlu sofradan hediye tarifsiz bir tokluğa uyuyorum...


08.19 

kalbindeki kafesin kapısı kırıktı belki,
hiç kafamı çevirip bakmadım,
ama yine de hiç ama hiç çıkıp gitmedim,
uçmadım kalbinin altın kafesindeki tüneğimden bir boy bile...
kim doğruydu,
kim daha haklı bilmiyorum hala inan...
umarım sen haklısındır,
çünkü bende durum fena...
Birimiz kazanalım bari feleğin şu tavlasını,
Sevinebilsin bu sayede diğeri de...

Hiç yorum yok: