Çocuk dünler diyarında,
Bir kireç çukuru başında,
Hainler itti beni bembeyaz bir cennetin sıratına.
Yusufun kuyusu nedir üçümde öğrendim.
Öldüm de geri geldim.
Herkese selam söyle,hepsini çok özledim.
Bardağımda dünkü çayımın kurumuş gölgesi,
Yüzyüze cinayetler bahçesi,
Çok sevmelerin diyarlarında asla anlamayanların ucuz yersiz çerçisi...
Çocuktum,
Biliyordum melek olacaktım,
O yüzden hiç korkmadım...
Yüzüne teslim gözlerimde,gözlerine dalmış gitmiştim.
Acı sızı hiç yoktu inan,sapladın kalbime kılıcını,
Gözlerime baka baka,
keskin ışıltısına bu ölüm aynasının,
yaşlarının merhametini de sürerek sürdün adımlarınla ölümü içime usul usul...
Yüzümdeki gülümseme hiç değişmedi eminim görmesem de kendimi,
Ama ellerin iterken içime saplanan,beni içten içe kesen kılıcın ışıltısında ölümümün,
Hissetmedigim taş yağmurları arasında ardındaki seslerin,
Bana bir kırmızı goncan değdi dilinden istemeden fırlattığın belkide,
İşte ben orada öldüm ikinci kere.
Çocuktum,
Biliyordum melek olacaktım,
O yüzden hiç korkmadım...
Tanrım beni çok seviyordu,
Bana en güzel azrailini yollamıştı...
Şükür namazımı,maziden bir gün aldım,
gözlerinde kıldım...
Çocuktum,
Biliyordum melek olacaktım,
O yüzden hiç korkmadım...
10.12 inançsız gülüşmelere saklı peygamber ağlayışlar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder