12 Mayıs 2025 Pazartesi

Çok yaşa be dünya

 
Grafikler dağlar gibi sıralanmış önümde sevgilim,
O kadar satılmış,bu kadar verilen sözden dönülmüş falan filanlar hengamesi gözlerimde.
Dinlerken kayboluyor bir süre sonra insanlar ve sesler,
Baktığım grafikler dağlara dönüşüyor çizgilerinden gözlerimde,
Keçiler sesleniyor ardımdan berimden,
Bir ağaç kaval çalıyor yanlış notalar ile bir çocuk nefesinde.
Güneş yakıyor ağustosun dudakları misali boynumu,
Bir çeşme sonsuzca akıyor şarıl şarıl ama denizlerce...
Bir rüzgar almış dutların kokusunu avuçlarına evimin çatısından sürüp elini,
Okşuyor yüzümü bir ikindi zamanında...
Bir cırcır böceği radyosu olmuş akşamın sanki,
Düetinde arka bahçedeki bülbüller ile...
Ve memleket bir deniz olmuş misali buharlaşıp tane tane,
Karışmış havaya göğe,
Doluyor yudum yudum burnumdan ciğerimin bardağına usulca sanki...
Taş evin kapısı açık herzamanki gibi yine,
İlişiyorum kapı ardına dek çocukluğumu yürüyüp,
Kapı yanında bez çaputlu bir küçük kuytu yuva,
İçinde evin eski anahtarı ve sana olan sevdam yatar...
Grafikler dağlar gibi sıralanmış önümde sevgilim,
Rakamlar bir şiirin mısraları gibi sıra sıra dizili kağıtlarda.
Her sayı yaşıyor nefes alıyor diye düşünmez kimseler amma,
Üç mü beş mi yüz mü bin mi yüz bin mi bilemedim,
çok kalabalık kağıtta mahşer yeri bi yığın,
Hapşırıyor biri derinden aralarında,
Seçemedim de inan kim o acaba,
Yine de,
Çok yaşa be dünya...



08.56 işler,bulutlar ve özlemler...

Hiç yorum yok: