Su döküldü,aş kaynıyor sevgilim.
Tahta kaşık dönüyor sıcacık bir denizin ortasında akşamda,
tüm hayallerimizin küreği misali,gölge düşen isli sıva duvarda.
Duydum ki korkuyormuşsun,
Bilmezmişsin ne doğurdun acaba.
Bir aslan mı,bir düş mü yoksa,
Bir fil mi,bir balık mı okyanuslara...
Bir bülbül mü gül dalında,bir alev mi koca bir çam koynunda.
Su döküldü,aş kaynıyor sevgilim.
Tahta kaşık dönüyor sıcacık bir denizin ortasında akşamda.
Sen korkma hiç bunlardan,
Sakinle...
Suya ne damlarsa o büyür çorbanı içen dudakların ardında...
O yüzden sen artık hiç korkma,
Suya düş ek,suya şiir kat,suyu öp kaynar yüzünden sonra,
Ve karıştır usul usul pışpışlayıp koynunda düşünü...
Aş'a ne gerekse o düşsün içine,
Zaman'a ne gerekse o büyüsün seslensin düşüne...
09.23 üçler,yediler,kırklar...
ilk kapının önüne çökmüş kalmışım neredeyse asırdır...
ufacık bir aralık var ışıktan sızan tozlu ve sızılı, ama hala ardına kadar kapalı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder